Nail KEÇİLİ
Yazar / Reklamcı / İş Adamı
Hep Bana Diyeni Allah Sevmez
Korozyon dedik anlatamadık, erozyon dedik anlatamadık, dedik ki saçları pencerenin önüne koyup bir kış bekletirseniz o saç olur tel bir döküntü, toprak, toz olur toz dedik ama anlatamadık.
Bakın 70 yaşını aşan tecrübeli, uzun yıllar siyasette, uzun yıllar medyada bulunmuş, reklam sektörünün duayenliğini yapmış ben, bakıyorum anlatamaya çalışıyorum ve ne yazık ki her türlü Türkçe’mi kullanmama rağmen amacıma ulaşamıyorum. Çünkü karşımdakiler anlamıyor değiller hepsi çok iyi anlıyorlar fakat anlamak istemiyorlar. Anlamak istemedikleri için de spor dalları olmak üzere bütün aklınıza gelen özel kurumlar, devlet kurumları her şey her şey. Otomobilinizi muayene için istasyona götürürsünüz adam size öyle şeyler söyler ki hayretler içinde dönersiniz. Dönerken de ayarlanmıştır yapılması gerekenler fakat trafik sizi çevirir adam size ceza yazar. Nedir günahınız? Türkiye’de torpilsiz iş yapmaya çalışmaktır. Hani diyorlar ya onlar ve biz veyahut onlar ve şunlar veya bizler ve onlar. Biz bizlerden olamadık. Neden olamadık? Çünkü kendimizi ispat etmiş memlekette çok önemli yerlere gelmiş, bu devlete milyar dolar vergiler ödemiş, 3000 küsur insanı istihdam etmiş, akademiler kurmuş, talebeler yetiştirmiş, müesseselerin aklınıza hiç gelmeyecek hizmet ihracatlarını yapmış, Türkiye’ye dünya kadar döviz getirmiş ondan sonra bir şerefsiz bir tane daha şerefsiz ve bir tane daha şerefsiz sizi almış uçurumdan aşağıya düşürüvermiş. Ondan sonra da gelenler TMSF diye bir yer icat etmişler, oraya düşmüşsünüz eyvah! Oraya düşenin kalkacak, koluna girecek, kaldıracak, yürütecek hiçbir imkânının olması mümkün değil o yüzden duman olup gideceksiniz. Yani böyle enteresan bir durumda biz her gün anlatmaya çalışıyoruz derdimizi. Birazcık yukarıdaki kişilere bu dertler intikal etsin. Onlar da dönüp gerçekten bu halkın haline baksınlar. Bakın para yok, kimsede para yok. Olan parayı saklayan insanlar artık onu da saklayamıyorlar. Çünkü yaşamak için paraya ihtiyaçları var. Ekmeğe, peynire, zeytine ihtiyaçları var. Kuru fasulyeye, pilava, çorbaya ihtiyaçları var. Demiyorum ki çok lüks yaşansın. Ama insanlar yaşayamıyorlar bile. O arada iktidarda bir milletvekili çıkıyor diyor ki ‘’kuru ekmek yesinler kuru yemek’’ Hani bir tarihte darbe ve ihtilal olmadan evvel Fransa’da o zamanın kralları diyor ki ‘’pasta yesinler pasta’’ halkın durumu ne pasta yesinler diyorlar. Hikâyesi de vardır bunun. Demiş ki kral ‘’koyun vergiyi’’ emredersiniz efendim koyalım demişler koymuşlar, kral ‘’arttırın biraz daha’’ demiş emredersiniz arttırdık demişler. Peki, ne yapıyor halk? demiş kral, ‘’ hiçbir şey yapmıyor herkes yaşamaya devam ediyor’’ demişler. O zaman ‘’biraz daha arttırın demiş’’ peki arttırdık demişler şimdi ne yapıyorlar? demiş kral, ‘’şimdi de bir şey yapmıyorlar aynılar efendim’’ demişler. Kral, ‘’o zaman daha da çok arttırın’’ demiş peki efendim arttırdık demişler. Şimdi halk ne yapıyor? demiş kral, ‘’herkes kapısının önüne çıktı göbek atıyor efendim’’ demişler. İşte hikâye bu…
Bakın Türkiye’de hiçbir dönemde bu kadar büyük insan katliamı olmadı. Yani adamın karısını, kızını, evladını ya da tam tersi kadının erkeği kestiği biçtiği dönem yaşanmamıştır. Kaba denen, kabalık denen mevhumun had safhasındayız. Adamla karşılaşıyorsunuz ‘’saygılar, nasılsınız?’’ diyorsunuz gelen cevap ‘’eyvallah eyvallah’’ Şimdi kabadayılık herkes tarafından yapılabilecek çok kolay bir icraattır. Bugün Türkiye’de kabadayı olursanız belki itibarlı olursunuz. Ama o bizler onlar dedikleri kitlenin onlarının içinde kabadayı olabilecek insan miktarı çok az. Çünkü okumuş, aile görgüsüne sahip olmuş ve ailece tecrübe edinmiş ve tecrübeli olmuş insanların bu şekilde göz göre göre kör dövüşüne girmeleri mümkün değildir. Yapamazlar onlar bunu onlar insana insan gibi muamele ederler, insana iyilik yaparlar, yalan söylemezler yalan.
Bakın biz ne yapacaktık Sayın Cumhurbaşkanımız ne demişti ‘’ Batıya döneceğiz’’ Yahu, kardeşim döneceğiz inşallah, zaten dönmek istemesek de döneceğiz veya gümbürtüye gideceğiz, gayet basit. Bugün batıyla diyaloğumuzu kesmemiz, NATO’yu karşımıza alıp tavrımızı koymamız, AB ile birbirimize girmemiz Türkiye’ye yarar getiren icraatlardan olmayacak. Bunun böyle olduğunu bugünkü büyüklerimiz, yöneticilerimiz de biliyorlar. Ama biz ne yazık ki halkın, limon sıkıp suyunu çıkarttıktan sonra kuru ekmek ye diyebilecek kadar iktidar milletvekili gaddar olabiliyor. Yapmayın Yahu! Bu halka bunu yapmayın, biraz yumuşak olun. İnsanların dertlerini görün görün. Görgüsüzce icraatlar Türkiye’yi çok kötü yerlere götürür.
Saygı ve sevgilerimle
M.Nail KEÇİLİ
Yorum Yazın